Esra Dermancıoğlu, Meryem Uzerli’nin de yakalandığı ‘tükenmişlik sendromu’ hastalığına yakalandığını duyurdu. Peki “Tükenmişlik Sendormu” nedir? Tükenmişlik Sendromu’nun tedavisi var mı? Tükenmişlik Sendromu’ndan nasıl korunabiliriz? İşte detaylar…
Günümüzde birçok insanın muzdarip olduğu stresli yaşam şartları sebebiyle daha sık görülmeye başlanan bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu kavram, ilk kez 1974 senesinde Herbert Freudenberger tarafından ortaya atılmış ve tıp literatürüne yerleşmiştir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler, genel olarak yaptıkları eylemlerden dolayı yoğun başarısızlık hissederler. Yaptıkları aktivitelerden ve işten tatmin olamazlar. Ve gün içinde sürekli yıpranmış ve bitap düşmüş hissederler.
TÜKENMİŞLİK SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tükenmişlik sendromunun fiziksel ve psikolojik olmak üzere birçok farklı belirtisi mevcuttur. Hastanın vücudunda vuku bulan ilk belirti çoğunlukla başta hafif olarak başlayan ve zamanla şiddetli bir hale gelen bitkinliktir. Kişi kendini bitkin hissettiği için sosyal hayatında ve iş ortamında bozulmalar ortaya çıkar zira kişi birçok aktiviteden elini ayağını çeker, kendini uzaklaştırır. İlk aşamada bitkinlik hissine karın ağrısı, baş ağrısı, uyku bozuklukları ve iştahta ani artış (ya da ani azalma) gibi fiziksel belirtiler eşlik eder. Tükenmişlik sendromunun sık görülen belirtileri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Fiziksel belirtileri;
Zihinsel belirtiler;
Davranışsal belirtiler;
TÜKENMİŞLİK SENDROMU NEDEN OLUR?
Kişide tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasında asıl olarak üç temel durum rol alır.
Kişi birbiriyle çakışan birçok farklı sorumluluğa sahip olabilir. Kişi tüm bu sorumlulukların altından başarılı bir şekilde kalkmakta zorlanabilir ve eğer uygun bir planı yoksa her şeyi son derecede iyi seviyede yapmaya çalışabilir. Bu durum sonucunda kişi kendisini son derece yorgun hissedebilir.
Sürekli olarak yüksek düzeyde strese maruz kalan herkes tükenmişlik sendromu geliştirebilir. Özellikle mesleki olarak başkalarına müdahale etme konumunda olan bireyler, örneğin acil durumlara ilk müdahale ekipleri, doktorlar ve hemşireler gibi profesyoneller tükenmişlik sendromuna karşı normalden daha savunmasızdır.
Normal hayatta stresten kaçınmak neredeyse imkansız olabilir, ancak tükenmişlik sendromunu önlemek mümkündür. Bunun için atılması gereken birtakım adımlar, stresin tükenmişlik sendromuna dönüşmesini engelleyebilir.
Egzersiz, sadece bireyin fiziksel sağlığı için faydalı değil, aynı zamanda birey için duygusal ve ruhsal bir rahatlama yöntemidir. Zaman kısıtlaması olan bireylerin, egzersiz avantajından yararlanmak için spor salonunda saatler harcamasına gerek yoktur.
Kısa yürüyüşler veya gün içinde iş arasında birkaç defa tekrarlanan hareketler bireyin egzersizi günlük bir alışkanlık haline getirmesini kolaylaştırabilecek yöntemlerdir. Ayrıca; yoga, aikido, tai chi gibi hem beden hem de zihin üzerine çalışan disiplinler de kişinin tükenmişlik sendromuna girmesini önlemek veya tedavi etmek için başarılı yöntemlerdir.
Dengeli beslenme, stres başta olmak üzere bütün sağlık durumları için önemli bir adımdır. Özellikle Omega-3 gibi yağ asitleri ile dolu sağlıklı bir yemek, birey için doğal bir antidepresan görevi yüklenebilir. Ceviz ve balık gibi omega-3 bakımından zengin yiyecekleri diyete eklemek bireyin ruh halini canlandırmasına yardımcı olabilir.
İnsan vücudunun dinlenmek ve kendisini düzenlemek için zamana ihtiyacı vardır. Bu nedenle sağlıklı uyku düzeni takip edilmelidir. Uykudan önce kafeinden kaçınmak, uykudan önce tekrarlanan rahatlatıcı bir uyku ritüeli oluşturmak ya da düzenli uyku saatlerini takip etmek bireyin sağlıklı uyku düzeni kazanmasına yardımcı olabilir.
Stresli zamanlarda, bireylerin çevrelerinden yardım istemesi önemlidir. Çevreden görülen destek stres ve tükenmişlik duygusuna karşı en etkili silahlardan birisidir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)